13 Aralık 2014 Cumartesi

İş Arıyorum Ama Bulamıyorum Vol 1

Hastalıklar, vefatlar, düğün - ev hazırlıkları derken 1,5 yıla yakın bir süreyi çalışmayarak geçirdim. Artık balayına da gittiğimize göre yavaş yavaş iş aramalıyım diye düşündüm. (Balayını başka bir postta anlatacağım)
 
Eşimin mide rahatsızlığından dolayı kontrole gitmemiz gerekiyordu. Doktorumuz Türkiye Hastanesi'nde, aldık randevumuzu gittik. Bu hastanenin ortamı her zaman çok hoşuma gitmiştir. Çalışanların çoğunun işlerine saygısı vs normal hastanelerin soğuk ve sevimsiz ortamlarından ziyade daha sıcak geliyordu burası bana. Sıramızı beklerken eşime bunlardan bahsettim ve bir çalışana buraya nasıl başvurabileceğimi sordum. Yönlendirmelerle form doldurdum ve hemen görüşmeye aldılar beni, hastanenin genel müdür yardımcısını karşımda buldum. İlk görüşme iyi geçti, kısa bir süre sonra ikinci görüşme için aradılar, hastanenin kurucu doktorlarından birine asistan arıyorlardı ve beni doktorla tanıştırdılar. Doktor cv mi inceledi ancak beni iş için fazla donanımlı buldu :) 'Bu iş sizi mutsuz eder, daha önce yoğun ve önemli pozisyonlarda çalışmışsınız' dedi ve ben şok oldum. Çünkü artık evliyim eskisi gibi akşam dokuz-onlara kadar ofislerde ya da evde bilgisayar başında sürekli çalışamam. Daha sakin ve sade bir iş arayışındayım. Haliyle bu benim tercihim olduğu için de mutsuz olacağımı düşünmüyorum. Doktora bunu kibarca izah ettim ancak düşüncesi değişmedi ve evlendikten sonraki ilk iş görüşmem böyle sonuçlandı.


Sonra yaz tatili gündeme geldi. Eşim normalde yazları çok yoğun çalıştığından izin kullanma şansı pek olmaz, bu yaz böyle bir ihtimal doğunca tatil dönüşü iş aramaya devam ederim deyip bir süre daha evde takıldım. 

Ağustos sonu eylül başı gibi yeniden iş arayışlarım başladı. İnternet üzerinden yaptığım başvurulara cevap gelmiyordu. www.yenibiris.com www.kariyer.net üzerinden yapıyorum başvuruları. Onlarca belki yüzlerce başvuru yaptım ama yok... Cv'm güncel, içeriği dolu, yaptığım işleri gayet net ve abartısız cümlelerle açıklamışım, eğitimler vs her şey olması gerektiği gibi ama olmuyor :) Bir ara hürriyet gazetesinin ilanlarına başvurdum geri dönenler oldu, görüşmelere gittim. Çok olumlu geçen görüşmelerim oldu. İkinci görüşmelere gittim ama sonuç olumsuz. Galiba çalışmaya ara verdim diye dönüşler olmuyor diye düşünmeye başlamıştım ki yine benim gibi evlendikten sonra iş bulmakta zorlanan bir arkadaşımla konuştuk. 32 yaşında, 1 yıllık evli ve mali müşavir olan kız arkadaşımda aynı sorunları yaşıyor. Bana yaş 29-30 veya üzerindeyse, yeni evli bir kadınsan iş veren seni potansiyel anne adayı olarak görüyor ve zaman kaybetmek istemiyor dedi. Yani bizlere 6 ay 1 seneden fazla çalışmayacak, sonrada ücretli ücretsiz izinlerini kullanıp iş yerini zor durumda bırakacak çalışan gözüyle bakıyorlardı. Çok haklıydı arkadaşım ama cv de yeni evli olduğum yazıyor o zaman görüşmelere çağırmasınlar başvuruları incelerken direk elesinler sonuçta bu bana da onlara da zaman kaybettiriyor. Görüşme için aradıklarında heyecanlanıyorum, ne giyeceğimi düşünüp hazırlıyorum, sonra kuaföre gidip fön çektiriyorum, yol masrafı yapıyorum... Sonuç yine biz sizi ararız tarzında basma kalıp cümleler...
Eylül ayından bu yana toplam 12 görüşmeye gittim. Başvurularım genelde yönetici asistanlığı, resepsiyon-danışma görevlisi vs. Yukarıda da bahsetmiştim daha sade ve mesaim bitince ofisten çıkabileceğim işler bakıyorum. Önceki işlerimde olan tempoya şuan ayak uyduramam. Evime ve eşime zaman ayırmam lazım. Akşam geç saatlerde her zaman eve dönemem, ara sıra istisnalar tabi ki olur, yoğunluk vardır ya da önemli bir proje vardır vs... Bu pozisyonlarda iş aramamın sebebi tamda bunlar aslında. Mesai bitince işimden çıkıp evime dönmek istiyorum yani gidişim dönüşüm belli olsun, sürekli esnek çalışma saatini istemiyorum artık. Evli olunca da çok yürütebileceğimi sanmıyorum zaten. Ne zaman eve gelip yemek hazırlayıp, ortalığı toplayacağım, ne zaman eşime kendime vakit ayıracağım. Sürekli yorgun, mutsuz, bıkkın nedeni çok çalışmak ve hiç bir şeye yetişememek...

Daha önce kurumsal iletişim işi yaptım. Broşür içerikleri hazırladım, ajanslara broşürlerin dizgisini yaptırdım, internet sitesi içerikleri yazdım, yerleştirmelerini yaptım. Bunları yaparken de yöneticimin randevu, toplantı organizasyonları, takvimi, ödemeleri gibi işlerle de ilgilendim. Ajanslarla çalışanlar bilir, işler uzar, son dakikaya kalır, baskıya girmeden önce muhakkak ya görselde ya da kelimelerde hatalar olur işler böyle akşam saatlerine kadar uzar uzar uzar gider. Akşam geç saatte eve dönünce de bitmiyor, cep telefonu sürekli çalar, broşürün, baskıya girecek materyalin son haline bakmanız, müdürünüzden okey almanız gerekir, o saatte bunları halleder ve yemek yiyip hemen yatarsınız. İşte bütün bunlardan dolayı daha sakin ve tabir yerindeyse daha az vasıf gerektiren işlere başvurular yapıyorum. Ancak 12 görüşmede elde var 0. Ayrıca yaptığım yüzlerce başvuru var hali hazırda geri dönülmeyen. Mesela en son digiturkle bir görüşme yaptık, koşullar, maaş her şey bana çok uygundu. Ben de onlara uygundum ki iki kez görüşmeye çağırdılar ama başka bir adaya karar verdiler. Hayır yani pozitif düşün düşün nereye kadar. Çağırmayın kardeşim o zaman ya da açıkca söyleyin neden olumsuz olduğunu, neden başka bir adaya ağırlık verdiğinizi :) ! Ukalalık yapan yetkililer mi dersiniz, sizi mülakata çağırıp saatlerce belketenler mi dersiniz, ters cevap verenler, sanki zorla oraya gelmişim gibi davranalar mı dersiniz bu liste böyle uzar gider. İnsanda motivasyonda bırakmıyorlar.

Maceralar devam edecek ama bir süre başvuru ve görüşme yapmayı düşünmüyorum. Biraz yoruldum ve yıldım galiba. Daha doğrusu beynim yoruldu bu olumsuz sonuçlanan görüşmelerden. bu süreçte Allah hepimize yardım etsin ve güç versin.

Sevgiler :)

9 Aralık 2014 Salı

Büyük Gün Geldi Çattı : Düğün Günü

Düğün sabahı her gelin gibi bende güne erken başladım, ailemle sakin, huzur dolu ve bekar olarak son bir kahvaltı yaptık. Ardından sevgilim bizi almaya geldi ve kuaföre doğru yola çıktık. Sıfır heyecan.




Kızlar gayet eğlenceli, neşeli ben biraz buruk... Kuaförde saçlarımız yapıldı, fotoğrafçım benden önce gelmişti :) Kuaförüm çok hızlıydı maşallah hiç aksilik çıkmayacak gibi görünürken gelin çiçeğini unuttuğumu fark ettim. Sevgilime çiçek modellerini mail atacaktım bir gece önce unutmuşum. Aylarca çiçek modellerine bakıp beğendiklerimi ayırmıştım, onca emek boşuna gitti. Aman dedim, bu da bugünün nazar boncuğu olsun. Bazı örnek fotolar bulduk telefondan hemen eşime mesaj attım, çiçekçi hazırlamış onun fotosunu da bana yolladılar, tamamdır dedim oldu bitti. Başka aksilik olmamalıydı. Hala sıfır heyecan. 

Kuaförüm 'makyaj bitsin gelinliği giyip koltuğa tekrar oturunca gelin olduğunu anlayıp asıl o zaman heyecanlanacaksın' demişti. Çok haklıymış,  gelinliği giydiğim anda içim pır pır etmeye başladı, ağzım kulaklarımda ağzımı kapatamıyorum, zıplamak hoplamak geliyor içimden bir heyecan başladı sormayın... Aynada kendime uzun uzun baktım, saçım makyajım çok güzel olmuştu. Ayrıca bir enerji geldi bana salonun içinde dört dönüyorum , uçuyorum resmen :) Bu arada yazmazsam olmaz gelinliğin içinde hareket etmek gerçekten zor, yardım gerekiyor. Gelinliğiniz dar olsun olmasın fark etmez, gelinliğin pek rahat bir şey olduğunu söyleyemeyeceğim :) Sevgilim ve kardeşi bizi almaya geldiler. Dış çekimin yapılacağı yere gittik. Fotoğraflarımız Adile Sultan Yalısı' nda çekildi, hem içini hem de bahçesini kullandık. Martın 15'i olduğu için biraz üşüdük haliyle ama şöyle bir tezatlık yaşadık; havanın soğuk olmasına rağmen pırıl pırıl bir güneş, hava mis. Balkonda fotoğraf çekiliyor ancak güneşten gözlerimizi açamıyoruz bir türlü. Gözler hep kısık. En sonunda fotoğrafçımız 'siz gözlerinizi kapayın balkon fotoları böyle olsun, çünkü arka fon çok güzel' dedi de gözler kapalı boğazın ve mis gibi parlak havanın sayesinde o kısmı atlatmış olduk. Yalnız bu fotoğraf çekimi zor iş. Üzerinizde o ağır kocaman gelinlik, altında sürekli ayağına dolanan tarlatan, kafanda duvak, arkada kuyrukla, ayağında 13 cm topukla, yat-kalk-eğil-otur-dön-elini tut-bak-sarıl-vee sürekli gülümse... Çok keyifli bir fotoğraf çekimi yaşadık, fotoğrafçımız hiç bizi kırmadı, güzel anlaştık karşılıklı ve sonuçlar da harika oldu. Tekrar çok teşekkür ederim Esma'cığıma, düğün hazırlıkları ve devam eden süreçte içime dört dörtlük sinen şeylerden biri de fotoğraflardı.



Çekim bitince evin yolunu tuttuk, şarkılar söyleyerek eve geldik. Evin önüne gelince tahminimden fazla bir kalabalık karşıladı bizi. Davul zurna, akrabalar,komşular evde, sokakta, balkonda bizi bekliyorlardı. O manzarayı görünce daha da heyecanlandım. Sevgilim bizi bırakıp kendi evine gitti. Biz evde yemek yedik biraz daha fotoğraf çekimi yapıldı, Evin önünde davul zurna çaldı, halay horon oynandı. Ben artık hüzünlenmeye başladım. Sürekli anneme babama sarıldım, evden ayrılacak olmak çok üzüyordu beni. Sonra eşim ailesiyle birlikte geldi, gelin çıkarma merasimi başladı. Babam belime kurdeleyi bağlarken evde ağlamayan kimse kalmamıştı. Uzun uzun sarıldım anneme babama kardeşime. Uzun uzun ağladık. Allah'tan evim uzak değil aileme...

Artık tüm merasimler bitti geriye bir tek düğünümüz kaldı :) Salona geldiğimizde önce biraz dinlendik, tek sıkıntım nikah memurunun geç gelecek olmasıydı ama memur verdiği saatten erken geldi hatta o yüzden salona girişimizi erken yaptık, hem memur beklemesin hem de vaktimiz boşa gitmesin diye. Çok sevdiğim bir tulum müziği var, hareketli bir şarkı salona onunla girdik. Sonra ilk dans... O an çok heyecanlıydı, bütün gözler üzerinizde, eliniz ayağınız tutmuyor ve o kadar güzel bir an ki o. Sürekli gelin olarak kalmak istedim valla. Gün boyunca herkes etrafınızda, en mutlu sizsiniz, bir dediğiniz iki olmuyor... Çalan müzikler, hazırladığımız nikah şekerleri, oyunlar, danslar derken düğün bitti. Tabi yine hüzünlü dakikalar yaşadık salon çıkışı vedalaşırken ama olsun bunlar herkesin yaşayacağı şeyler. 

Düğün günüyle ilgili ve öncesinde ki hazırlık süreciye ilgili bir şeyler söylemek istiyorum sevgili gelin adayları :) Eğer müzikler, cd, fotoğrafçı, misafirlerin karşılanması, nikah, nikah şekeri, kuaför, süslemeler, gelin arabası vs gibi detayları önceden planladıysanız her şey ayarlandıysa tamamdır, gerisini çok düşünmeyin. Düğün günü istesenizde müdahele edemeyeceksiniz! Düğün günü kullanacağınız eşyaları için ufak bir çanta yapın (iç çamaşırı, çorap, makyaj malzemesi, parfüm, şal vs) o çantayı siz ya da bir yakınınız yanınızdan ayırmasın yeter :)

Öncelikle her şeyin kontrolünüzde olması durumunu unutun. Onu yaparım bunu yaparım dediğiniz bir sürü şeyin, düğün günü sadece %30 unu kontrol altında tutabilirsiniz. Bırakın rahat olun. Biz de her şeye yeteriz, her şeyi kontrol altında tutarız diyorduk ama olmuyor. Zaten aylardır hazırlanıyorsunuz, bazı aksiliklerde çıkacaksa çıksın, yoksa gerginlikten ve sinirden o anın keyfini çıkaramazsınız. En güzel en özel anınızı tatsız tuzsuz anılarla hatırlarsınız. Keyfine bakın düğününüzün, dans edin bol bol, gülümseyin bol bol :) Gelin çiçeğini hazırlatmayı unuttum, düğün sabahı son anda aklımıza geldi ötesi var mı :)

Sevgiler :)


21 Eylül 2014 Pazar

Bu da Benim Kına Gecem :)

     Evlendim, 6 ay oldu ben hala kına gecesi postu yazacağım. Eve henüz internet bağlatmadığımız için sanal alemle hiç bir ilgim kalmadı. Anneme geldikçe girip yazılanlara göz atıp çıkıyorum sadece. 

   Kına gecesinden 3 gün önce yine düştük Eminönü yollarına. Keseler, kına tepsisi, paket kınalar, eldiven, kına gülleri, kızlar için taç şeklinde beyaz duvaklar, tefler, küçük elde tutulan yazılar, kuru yemiş, mumlar, mendiller... kına için lazım olan herşeyi aldık. Her zaman olduğu gibi annem, kardeşim yalnız bırakmayıp yanımda oldular sağolsunlar haklarını ödeyemem, nişanlım tabi ki yanımdaydı ve nişanalımın erker kardeşi. Yağmur peşimizi bırakmadı, alış veriş günü o kadar çok yağdı ki gök yüzü delindi sandık, sırılsıklam olsak da yaptık alış verişimizi.

   Gelelim kına gecemize; çok eğlendiğimiz, bol bol oynayıp, bol bol ağladığımız, çok güzel bir kına gecesi oldu. Hatta düğün gibi bir kına gecesiydi :) 


     Sabah uyanıp ailemle güzel bir kahvaltı yaptım ve ancak idrak ettim evde son 2 günüm olduğunu. O güne kadar her şey gayet keyifli, heyecanlı ve malum gergindi ama hiç üzüntü yoktu. O sabah evdeki son günlerimin olduğunu tam anlamıyla hissedince bende bütün moral gitti. Kuaföre gittik kısa saçlarıma postişler takıldı, kıyafetime uygun at kuyruğu modeli yapıldı. Kuaförümün ellerine sağlık kınamda da düğünde de beni çok mutlu etti. Nişanda yaşadığım hayal kırıklığını kına ve düğünde neyse ki yaşamadım. Makyajım sade ve güzeldi. Kuaförden sonra eve geldik yemekler yenildi, fotoğraflar çekildi, herkesi yavaş yavaş bir hüzün sardı. Ağlamamak için annem ve babamla göz göze gelmemeye çalışsam da aynı evin içindeyiz sonuçta. En sonunda dayanamayıp muslukları açtım, makyaj filan umurumda olmadı çünkü sabahtan beri ağlamamak için kendimi tutmaktan içim şişmişti. O kadar gözyaşına rağmen makyajım hiç bozulmadı, kuaförüm düzgün malzemeler kullanıyor ama bu kadarını ben bile beklemiyordum :)

     Kına mekanına gittiğimizde ilk iş afişlerimizi yapıştırdık. Kapıya 'hoşgeldiniz' afişi, içeriye 'darısı başına ve kına hatırası' afişleri. Kızlar hemen fotoğraf çekmeye başladılar. Darısı başına listesine isimler yazılıyor.... Ben ise hüzünlü, masum, yorgun öyle izliyorum etrafı.... Çok karışık ve derin duygular hissediyorsunuz o an. Bir yandan güzel şeyler yaşanıyor bir yandan ailenden, evinden ayrılmanın hüznü... Minibüs tutulmuştu kına gecesi için. Biz zaten kız tarafı olarak erken gittik, hazırlıklar bitmişti ki erkek tarafı da geldi. Babam dış kapıda, annemle ben kafenin iç kapısında gelen misafirleri karşıladık. Müzikler başladı. Bir ara kendimi öyle yorgun hissettim ki neredeyse içim uyuyordu, tabi topuklu ayakkabıların ve bütün gün ayakta olmanın etkisi de var. Kardeşime bitsede evimize gitsek dediğimi hatırlıyorum :) Biz kına gecesi hediyesi olarak oje dağıtmak istedik hem güzel bir anı hem de maliyeti düşük. Şişeler, kavanozlar, magnetler envayi çeşit şey var elbette, her keseye uygun. Magnetlerde fazla maliyetli değil ama kırmızı ojeler daha çok cezbetti beni. Üzerine yapıştırmak için, afişleri yaptırdığım yere stickerlar hazırlattım ve çok hoşuma gitti :)

     Oyunlar, horonlar derken kına yakma merasimine geldi sıra. Ben bindallımı giydim yine fotoğraflar çekildi bol bol. Sonra oturdum ve kızlar beyaz duvaklı taçlarını takıp etrafıma dönmeye başladılar fonda Candan Erçetin Yüksek Yüksek Tepeler. Ben zaten ağlamaya bahane arıyorum şarkının başlamasıyla yaşlar akmaya başladı yine. Yakın bir akrabamız elindeki tepsiden elime kınayı yaktı sonra misafirlerden isteyenlere yaş kına verildi, diğerlerine paket kınalar verildi. Kayınvalidem bir çeyrek altınla kına yakılan avucumu açtı :) sonra damat beyin eline küçük bir parça kına sürdük ama hemen yıkadı :) Kınanın sonlarına doğru bekar kızlarımıza vermek için hazırladığımız hediye kına ojelerimiz çıkardık. Son anda geldi aklıma hemen kardeşime ojeler nerde dedim çıkardı çantadan, Allah'tan gelenler dağılmadan verdik hediyelerini :) İkram olarak kafeden bir şey almadık, dışarıdan hazır alınan meyve suyu ve kuru yemiş keseleri dağıtıldı. 



    Gelen herkesin mutlu ayrıldığı bir kına gecemiz oldu. Biz de bundan memun kaldık. Allah herkesin gönlüne göre versin. Gözyaşı bu işlerin olmazsa olmazıymış tecrübeyle sabit artık :) Ağlamadan olmuyor, dayanamıyorsunuz. Hem mutlu hem üzgün olmayı gerçek anlamda ilk defa böyle zamanlarda yaşıyorsunuz belki. Bir sonraki yazımda düğün olsun.

    Sevgiler :)

28 Ocak 2014 Salı

Düğüne 45 Kala :)



Öyle koşturmalı, telaş içinde geçiyor ki günlerim. Yazacak çok şey var ama bunların hepsini tek postta bitirmeyeceğim.
    
Evlilik ve hazırlıkların gerginliği geçiyor sanırım hatta birazcık keyif almaya bile başladım. Hala çok heyecanlanıyorum ama olacak o kadar. Günlerim çok yoğun ama güzel geçiyor. Bir yandan üzülüyorum, sürekli kendi evimde olmak istiyorum, ne de olsa düğüne az kaldı ailemle olayım diye. Bir yandan korkuyorum...
    
Evimiz neredeyse bitti sayılır. Badana, parke, mutfak dolapları ve merdiven trabzanları kaldı yapılacak. Mobilyalarda bitmek üzere. Masamız yapılmış geldi, çok güzel olmuş bayıldık. Pazar günü Haramidere'de ki Eskidji Bit Pazarı'na gittik; daha önce de sanırım 2 kez gitmiştik koltuk bakmaya. Bu kez kesin almaya gittik, bir L koltuk alıp geldik, pufidik model ve sadece 1400 TL. Ancak vazgeçmek zorunda kaldık çünkü ölçüleri çok büyük, usta gelip ölçü alacaktı ama küçülünce de 3 kişinin oturabileceği küçük L koltuklar gibi kalıyordu. Bizde aynı koltuğu üçlü koltuğa çevirmelerini rica ettik, kabul ettiler yanına da 2 berjer aldık mı tamamdır :) Mutfak dolaplarını seçtik, ölçüler alındı. Merdiven trabzanları yapılıyor, ünite, konsol ve gardrop da yapılıyor bitmek üzere. Bunların dışında benim çeyiz hazırlıkları devam ediyor. Evde yapılacak çok iş var, çeyizler yıkanacak, kıyafetlerimi ayırmam lazım ve bu konuda kardeşimle büyük bir mücadeleye hazırlanmam lazım, pantolonlar hariç diğer giysilerimiz hep ortak :)

Evde cilt bakımı yapıyorum kendime bu bana çok iyi geliyor tabi cildime de :) 

Düğün ve kına gecesi müziklerimiz hazır; cd ye aktarılacak.Nikah şekeri malzemelerimizi aldık yapmaya başladık bile, bunu bir sonraki postta yazacağım. Geçen hafta gelinlik provasına gittik, çok keyifliydi kendimi çok özel hissettim. Bugün damatlık baktık sevgilime çok yakıştı smokin :) Davetiye seçtik ve çok içime sindi. Bir yerde gördüğüm modeli bir tanıdığımız yeniden tasarladı ve ortaya çok hoş bir sonuç çıktı, bu hafta davetiyeler de basılacak. Balayı araştırmlarımız bitti karar verdik, pasaportlar hazırlandı, tur şirketlerinden bilgi alıyoruz. Umarım istediğimiz yere gidebiliriz. Küçük defterim sürekli yanımda, ha bire notlar alıyorum, tamamlanan şeylerin üstünü çiziyorum. Bu hafta ayrıca tül perde seçimi yapılacak, ölçü alınacak. Bazen bitse de kurtulsak dediğim oldu itiraf ediyorum. Zormuş ama güzelmiş, ohh bee sonunda keyif alıyorum, nihayet gerilmeler, karın ağrıları azaldı, heyecanla yapmaya başladım işleri artık. Ama bir çok gelin adayı bu dönemi hep stresli geçiriyormuş, bir tek ben değilmişim sevindim :)
Eşyaları, modelleri, renkleri seçerken nişanlım çoğu kez seçimleri bana bıraktı, kendi fikrini söyledi ama hep son kararı bana bıraktı ya da benim beğendiklerimi o da sevdi. Ne istediysem hep onu yapmaya çalıştı. İşinden dolayı benim kadar vakti yok araştırıp incelemeye. Genelde ben alternatifleri bulup, aza indirip ona sundum ve onlar arasından seçimler yaptık. Eşyaların çoğu hep istediğim gibi, hayalini kurduğum gibi oldu. Salonu ve mutfağı country yaptık bu beni çok mutlu ediyor. Nişanlımla dekorasyon konusunda zevklerimiz hep uyuştu hiç ters düşmedik. Sadece bugün her şeyin beyaz olduğunu biraz renk katmamız gerektiğini söyledi :) Hal bu ki puf pembe, sandalyeler çiçekli, berjerlerin biri pembe diğeri çiçekli. Ben bu eşya ve renklere başka nasıl renk katabilirim ki gayet renkliler dedim hak verdi :) Yalnız ailesi biraz uzak duruyor anlam veremedim. Yani beyaz eşyalarda, düğün mekanında maddi anlamada annesi destek oldu hakkını yiyemem. Ayrıca ev yaptırıyorlar kira ödemeyeceğiz daha ne olsun... Ama annesi, ablası, yengesi (abisinin eşi) hiç sormuyorlar ''ne var ne yok, hazırlıklar nasıl, bizim yapabileceğimiz bir şey var mı...'' filan diye. Nişanlımın iş temposunu biliyorlar, bu yüzden bir çok şeyi benim araştırıp yapmaya çalıştığımı da biliyorlar. Yengesi ağız ucuyla sordu geçenlerde. El alem gibi giyinip süslenip düğüne gelecekler sanırım. Benim ailemde, çevremde soran, ilgilenen, yardım etmek isteyen bir sürü kişi var. Ben kendi etrafımda böyle görünce onların hali çok tuhafıma gidiyor ve beni üzüyor açıkçası...

Neyse çeyiz eksiklerim bitmek üzere Eminönü'ne gidip ufak tefek şeyleri alacağız, ayrıca bir gün tekrar gidip kına gecesi alışverişini tamamlayacağız.
Nikah şekeri için stickerlar hazırlanıyor, kına gecesi afişleri yapılıyor. Çok heyecanlıyım şu sıralar. Yanımda olan herkese teşekkür ediyorum sürekli ve yanımda olduklar için şükrediyorum.

Ayrıca koltuk, berjer, avize, country aksesuarlar, yatak odası, halı gibi eşyalarınız için Haramidere Eskidji Bit Pazarını tavsiye ederim. Fiyatlar çok çok uygun. mobilyanın kötüsüde var iyiside. Gidip görmekde fayda var diye düşünüyorum. Hiç reklamı yapılan ünlü markalara bir sürü para dökmenin gereği yok, aynı koltuğu yarısından daha uyguna bulabiliyorsunuz orada.

Sevgiler :)

12 Ocak 2014 Pazar

Tepe Home İndirimi

     Yeni evimize uzun zamandır eşya bakıyoruz ama yatak odası takımı bakmak bir türlü aklıma gelmiyordu. Arada aklıma geliyordu gelmesine ama hep daha zaman var, yatak odasına bakana kadar salonu ve mutfağı tamamlayalım diyordum kendi kendime.

     2 hafta önce Avrupa Çarşısına koltuk bakmaya gittiğimizde ilk orada aklıma geldi yatak odalarına bakmak. Göz ucuyla şöyle bir baktık, mobilyaların kalitesini hiç beğenmedik. Öyle dandik yapmışlar ki çekmeceleri açıyorsun tangır tungur sallanıyor. Buradan yatak odası alınmaz dedik ve çıktık. Koltuk, halı, elektronik ürünler iyi onlara lafımız yok. Sonra başka bir yere uğradık orda country bir yatak odası beğendim fiyatı pahalı ama olsun dedik. Sonra Cevahir AVM deki Tepe Home a gittik her zaman ki gibi. Zaten Cevahir'e gitmişken Tepe Home ve Koçtaş'a uğramazsak küserler. Sevgilimle Cevahir'e gider gitmez ilk önce bu mağazalara uğruyor, artık ezbere bildiğimiz koridorlarını, reyonlarını dolaşıyor ve çıkıyoruz :) Tepe Home un arka tarafında yine country yatak odalarına bakarken modern tarzda bir yatak odası dikkatimi çekti, fiyatı çok uygundu %50 indirim var. Nişanlımda baktı beğendi. Sonra düşündüm yatak odasının country olması benim için çok önemli mi diye. Zaten salonu ve mutfağı country yaptırıyoruz ve hepsi bizim istediğimiz ölçülerde yapılıyor. Bir tek masayı hazır aldık ama o da country, diğer eşyalarımızla da gayet uyumlu. Aslında salon ve mutfak benim için daha önemli çünkü oralarda çok daha fazla vakit geçireceğiz. Benim yaşam alanım salon olacak, dolayısıyla da mutfak. Bu yüzden eşya konusunda salon ve mutfak daha önemliydi ve istediğimiz gibi yaptırmaya karar vermiştik. Yatak odası takımı da modern olsun dedik sonuçta yatak odaları yaşam alanımız değil, uyku ve bazen de dinlenme alanımız değil midir? Düşüncemi nişanlımla paylaştım hak verdi, kendisi de beğendi. Eve gelince annemle ve babamla konuştum sen beğendiysen alalım dediler. Ertesi gün hep beraber gittik ve aldık böylece yatak odasıda tamamlanmış oldu. Bir tek dolap eksik. Daha önce burda yazmıştım, oturacağımız evde yatak odası çatı katında o yüzden dolap sığmıyor, zaten kocaman dolapları hiç sevmiyorum, ağır hantal geliyor bana, içimi boğuyor öyle büyük eşyalar. İçi düzgün raf ve askılıklarla yapılmış kabin-giyinme odası gibi bir şey düşünüyoruz. Bir ustayla konuştuk fiyat verecek önümüzdeki günlerde. İnşallah istediğimiz gibi bir şeyler yapılabilir.


     Bizim aldığımız takımda resimde görülen kahverengi yerler daha açık bir tonda. O fotoları nette bulamadım, bunları bulup yükledim bende.
      
     Güzel bir hafta diliyorum herkese :)

10 Ocak 2014 Cuma

Philips 4870/22 Ütü

      Uzun zamandır ütü araştırıyorum. Kadınlar Kulübünde herkes yorum yapmış kullandığı ütüler hakkında ve ağırlıklı olarak Philips tercih edilmiş. Tabi Tefal de yabana atılmaz ama Philips'den memnun olanlar, önerenler daha fazla. Bazı arkadaşlarımda Tefal veya Philips kazanlı ütülerden var. Memnun olanda var, özellikle toplu ütüde çok iyi oluyor çok güzel ütülüyor diyorlar. Çarşafları dörde katlayarak gayet güzel ütülüyormuş, ütüler kısa sürede bitiyor böylece. Ama eksileride var birincisi şu; ütüyü yapıp giysileri astınız haliyle dolapta askıdaykende kırışıklık oluşuyor, sabah işe giderken giysinin üstünden tekrar bir geçmek istiyorsunuz ama kazanlı ütüler geç ısınıyor sabah işe yetişme telaşında bu zor bir durum, kimse ütü ısınsın diye beklemek istemez. İkincisi; elektirik tüketeminin çok fazla olması. Bunlar benim değil kullanan tanıdıkların düşünceleri. Bende bu yüzden kazanlı olmayan ama güzel ütüleyen bir ütü almaya karar verdim. 



    Evde yıllardır Philips kullanıyoruz. 8 sene önce anneler gününde anneme almıştım maşallah taş gibi biz memnunuz.  Bundan dolayı Philips 4870/22 model ütüde karar kıldım. Buhar gücü 200 gr, 2600 watt. Son çıkanlarla hemen hemen aynı özellikte ama Philips son bir kaç yılda akıllı ütü ve buhar kazanlı ütüye ağırlık verdi sanırım. Onların fiyatlarıda çok yüksek. Geçen yazıda 4870/22 modele karar verdiğimi ve İstanbul Bişimle yaşadığım sorunu yazmıştım bu sefer markadayım.com dan sipariş verdim. Fazla bilinen bir site değil bu yüzden kapıda ödeme seçeneğini tercih ettim. Firma Bursa'da. Pazartesi gece internetten sipariş verdim, salı sabahı arayıp siparişi teyit ettiler ve o akşam ütü kargoya verildi. Çarşamba sabah ütü geldi ama ne gelme :) Sürat Kargo adresimi sistemde görememiş göremeyince sistemlerinde çıkan eski iş adresime kargoyu göndermişler sadece iki adreste de cep numaraları tutuyor diye. Halam eski çalıştığım yerde işine devam ediyor Allah'tan o odaymış da kuryeyi bilgilendirmiş, halam orda olmasa kişi adreste yok diye kargo geri giderdi. Taksim şubeden Mecidiyeköy'e gelmesi lazım kargonun ama işi nasıl uzattılar anlatamam. Ancak haftaya pazafrtesi gelirmiş. Hemen genel müdürlüğü aradım, sonuçta Bursadaki Sürat Kargonun hatası bu, neye dayanarak eski bir adrese gönderebilirler ki? sistemde görünmüyorsa telefon edip sorsunlar bir zahmet. Öyle böyle derken kargo akşam geldi.

    Ütüyü annemin bütün itirazlarına rapmen açtık ve denedik. Buhar çıkışı çok yüksek, kısa sürüde bütün kırışıklıkları açtı. Elinizde kayıyor gibi rahat ütülüyor ve hafif. Hatta annem bunu biz mi kullansak sana aynısından başka alalım dedi :) 1 aydır devam eden ütü macerası böylece mutlu sonla bitti :)

7 Ocak 2014 Salı

İnternet Alışverişi Üzerine

   Çeyizim için alacağım ütüye karar verdim ve fiyat araştırmasına başladım. Philips'in 4870/22 modeli. Piyasa fiyatı 270-300 TL civarı hatta 340 TL'ye bile gördüm. İstanbul Bilişim'de (isim yazmakta ve kalın yazmakta hiçbir sakınca görmüyorum 215 TL olduğunu gördüm ve hiç kaçırmayayım dedim. Sonuçta bilinen bir site diye güvenilir olduğunu düşündüm. Çağlayan'da showroomları var, ne bileyim işte güven veriyor eski ve bilinen bir yer olması. Neyse ben ürünü sipariş ettim. Yalnız dikkat çeken bir detay var benim model 4870/22 İstanbul Bilişim'in web sayfasındaki model 4870/02. Zaten bu ütüler görünüm olarak tıpatıp aynı. Tek farkı buhar çıkışları. 4870/22 buhar çıkışı 200. 4870/02 buhar çıkışı 170. Şimdi bu ütü performansında önemli bir detay bu bir. İkincisi ise İstanbul Bilişim'in sattığı model bir alt modeli ve neredeyse aralarında 100-120 TL fark var. Üçüncüsü İstanbul Bilişim 4870/02 model ütüyü 4870 koduyla satıyor, yanında 02 ve 22 diye detay belirtmemiş, sipariş vermeden önce arayıp sordum 22 model dediler ve buna istinaden sipariş verdim. 4870/02 model ütüyü 4870/22 nin özelliklerini yazarak satıyorlar, hala öyle isterseniz sitelerine girin bakın. Bu resmen müşteriyi aldatmaktır, yersen tabi. Ve inanın iki ütününde yanında arkasında herhangi bir yerinde diğerinden ayıran bir özellik yok. Ben ürün kargodayken tekrar aradım sordum içim rahat etmedi, o zaman öğrendim bir alt modeli gönderdiklerini. Tabi sonrasında iade süreci başladı. İstanbul Bilişim e telefonla ulaşmak çok zor yarım saat telefonda beklediğimi biliyorum, günlerce aradım. Ürün ellerine ulaşmadı, teknik servis henüz onaylamadı yok hafta sonu girdi derken 15 gün oyaladılar beni bir de yılbaşı girdi araya. Ya ürünü bana teslim edildiği gün aynı kuryeyle geri gönderdim 15 gün geçti hala paramı alamadım. En sonunda zar zorda olsa gönderdiler ama bu ayki telefon faturam nerdeyse ütü parasına denk gelecek o ayrı. Aşağıda paylaştığım resmi az önce İstanbul Bilişim web sitesinden aldım hala aynı şeyi yapıyorlar. 4870 yazarak aslında 4870/02 modeli gönderiyorlar. Yazan özerllikler ise 4870/22 nin yani üst modelin. Tek başına 4870 diye bir modeli yok Philips'in bunu bilin derim.

     Bir süre hiç ütü görmek istemedim. Bugün yine başladım araştırmaya aynı ütüyü başka bir sitede buldum az önce aldım 230 TL'ye. Normalde netten alışveriş yapmaya korkarım ara sıra kedime mama alıyorum internetten, bugüne kadar hiç bir şey olmadı hemen ertesi gün ürünlerim geldi adreside bu  http://www.adresemama.com/  kötü şeyleri yazıyorsam iyisini de yazacağım. Bu siteden çok memnunum hayvanseverlere tavsiyemdir. Limango ve Markafoni'den ara ara siparişlerimiz oldu kardeşimin ısrarıyla onlarında teslimatlarından memnun değilim çok geç geliyor ürünler bir de malum her gördüğümüz şey ekrandaki gibi çıkmadı. Ben ütümü bu kez sorunsuz alayımda diğerlerinde yine tereddüt edeyim önemli değil.

     İstanbul Bilişim'i uzun süre twitterda yazdım, kendi maillerine her gün mail attım, her gün aradım böylece paramı almış oldum. Ben uğraşmasam onlar biraz daha bekletirdi.

    Ütüm gelsin hemen açıp deneyeceğim evlenene kadar beklemeyeceğim. Bakalım tavsiye ettikleri kadar var mı? Sonucu buradan paylaşırım.

Sevgiler.